Karanlık Mod
01-06-2025
Logo
İslamî Konular - İslamî Alıntılar: 040 - Güzellik, Ahlak Güzelliğidir
   
 
 
Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla  
 

Güzellik Ahlak Güzelliğidir:

Allah Teala şöyle buyuruyor:

﴾يَا بَنِي آدَمَ خُذُوا زِينَتَكُمْ عِنْدَ كُلِّ مَسْجِدٍ وَكُلُوا وَاشْرَبُوا وَلَا تُسْرِفُوا إِنَّهُ لَا يُحِبُّ الْمُسْرِفِينَ ﴿

﴾ Ey Âdemoğulları! Her namaz kılacağınızda güzelce giyinin, yiyin için fakat israf etmeyin. Çünkü Allah israf edenleri sevmez. ﴿

[ Araf Suresi: 31]

Değerli kardeşlerim, insanın Allah katındaki önemi ve değeri salih amelinin büyüklüğü ve çokluğu kadardır. İstikamet ile Allah’a teslim olur ve ancak Allah’a yaklaşarak mutlu olur. İnsan Allah’a, Rahim olan, Alim olan, hakim olan, cemil olan Allah’a yaklaşır. Mümin güzeldir, fiilleriyle yaptıklarıyla, sözleri ile güzeldir. Hz. Abbas’a sormuşlardı: “Hanginiz daha büyüksünüz, sen mi yoksa Rasulullah (s.a.v.) mi? Amcası efendimizden yaşça büyüktü. Şöyle cevap verdi: “O benden büyüktür, ben O’ndan önce doğdum.”

Güzellik beden, ahlak ve amellerin hepsini kapsar:

Bizim düşünme konusunda bir zayıflığımız var, güzelliği sadece şekilden ibaret sanıyoruz. Ama söz de güzel olabilir, bir insanın güzelliği telaffuzu ve diksiyonudur mesela. Bazen kişinin özrü güzel olur, bazen yürüyüşü güzel olur. Çünkü kibirli bir yürüyüş de vardır. Bazen oturuşu edepledir. Kimisi de bacaklarını açarak oturur ya da bacağını diğer bir kişinin üzerine koyar. Ama bir de güzel oturuşlar vardır. Güzel hareket vardır, güzel yürüyüş, güzel karşılama, güzel vedalaşma vardır. Kapıyı yumuşak bir şekilde kapatır kimisi. Bazen de biri toplu taşımaya biner, kapısını tutar ve çok hızlı bir şekilde kapatır. Bu tavrın şiddetinden arabanın sahibinin içi gider. Yavaş kapat, sakin… Bazı insanlar dayanılmaz bir sesle yürür. 
Bir gün bir adam Rasulullah (s.a.v.) ile namaz kılmak için mescide girdi, ilk rekatta ona yetişti ve büyük bir gürültü çıkardı. Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:

(( زادك الله حرصاً ولا تعد  ))

[  أخرجه أحمد و البخاري وأبو داود والنسائي عن أبي بكرة ]

(( Allah hırsını arttırsın, bir daha böyle yapma! ))

[ Ahmed, Buhari, Ebu Davud ve Nesai Ebu Bekre’den rivayet etmiştir ]

Kişi üçüncü katta sakin bir evde yaşıyor olabilir. Gece namazları kılmayı sever, bunun için gürültü ile tüm binayı uyandırması gerekir.
İşte güzel hareket vardır, güzel söz, güzel karşılama vardır. Bir misafiriniz gelir. Dersiniz ki: Buyur, bir isteğin var mı? hoş geldin, safa geldin. Seni özledim.”  Güzel karşılama, güzel uğurlama vardır. Güzellikle ikram vardır.

Rasulullah (s.a.v.) Ahlaki Güzelliğin Zirvesidir:

Yani güzellik çok geniştir. Mümin ise güzelliğin zirvesindedir. Güzelliğin zirvesi edeptir, ahlaktır, hayadır:

(( كانَ النبيُّ صَلَّى اللهُ عليه وسلَّمَ أشَدَّ حَيَاءً مِنَ العَذْرَاءِ في خِدْرِهَا ))

[  صحيح البخاري عن أبي سعيد الخدري  ]

(( Nebi (s.a.v.) odasında kendisine ayrılan yerde bulunan bakire kızdan daha ileri derecede haya sahibi idi. ))

[ Buhari Ebu Said el-Hudri’den nakletmiştir]

Konu çok geniş ve kapsamlı. Ama sizi temin ederim mümin güzelliğin zirvesindedir, edebin, ahlakın, özrün, konuşmanın zirvesindedir. Birisini dinlediğinde onu hem kulağı hem de kalbi ile dinlediğini görürsün ki belki de konuyu daha iyi bilmektedir.
Bazen biri sana oğlunun kötülüğünden yakınır. Sen de oğlun için dersin ki: Vallahi benim bir oğlum var Allah ondan razı olsun, eşi benzeri yoktur.” Ama orası oğlunda iftihar edeceğin yer değildir, zaman teselli zamanıdır.

((  عَنْ حَنْظَلَةَ الْأُسَيِّدِيِّ وَكَانَ مِنْ كُتَّابِ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ : لَقِيَنِي أَبُو بَكْرٍ فَقَالَ : كَيْفَ أَنْتَ يَا حَنْظَلَةُ ؟ قَالَ : قُلْتُ : نَافَقَ حَنْظَلَةُ ، قَالَ : سُبْحَانَ اللَّهِ ! مَا تَقُولُ ؟ قَالَ : قُلْتُ : نَكُونُ عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يُذَكِّرُنَا بِالنَّارِ وَالْجَنَّةِ حَتَّى كَأَنَّا رَأْيُ عَيْنٍ ، فَإِذَا خَرَجْنَا مِنْ عِنْدِ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَافَسْنَا الْأَزْوَاجَ وَالْأَوْلَادَ وَالضَّيْعَاتِ فَنَسِينَا كَثِيرًا ، قَالَ أَبُو بَكْرٍ : فَوَاللَّهِ إِنَّا لَنَلْقَى مِثْلَ هَذَا ، فَانْطَلَقْتُ أَنَا وَأَبُو بَكْرٍ حَتَّى دَخَلْنَا عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قُلْتُ : نَافَقَ حَنْظَلَةُ يَا رَسُولَ اللَّهِ ، فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ :   وَمَا ذَاكَ ؟ قُلْتُ : يَا رَسُولَ اللَّهِ ، نَكُونُ عِنْدَكَ تُذَكِّرُنَا بِالنَّارِ وَالْجَنَّةِ حَتَّى كَأَنَّا رَأْيُ عَيْنٍ ، فَإِذَا خَرَجْنَا مِنْ عِنْدِكَ عَافَسْنَا الْأَزْوَاجَ وَالْأَوْلَادَ وَالضَّيْعَاتِ نَسِينَا كَثِيرًا ، فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : وَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ إِنْ لَوْ تَدُومُونَ عَلَى مَا تَكُونُونَ عِنْدِي وَفِي الذِّكْرِ لَصَافَحَتْكُمْ الْمَلَائِكَةُ عَلَى فُرُشِكُمْ وَفِي طُرُقِكُمْ ، وَلَكِنْ يَا حَنْظَلَةُ ، سَاعَةً وَسَاعَةً ، ثَلَاثَ مَرَّاتٍ ))

[  رواه مسلم   ]

(( Rasulullah (s.a.v)’in katiplerinden olan HAnzala el-Esedi diyor ki: Bana Ebû Bekir tesâdüf etti de: “Nasılsın ey Hanzala!” dedi. Ben : Hanzala münafık oldu! dedim. “Sübhanallah! Sen ne söylüyorsun?” dedi. “Resulullah (s.a.v.)'in yanında bulunuyoruz. Bize cenneti, cehennemi hatırlatıyor, hattâ onu gözle görmüş gibi oluyoruz. Resulullah (s.a.v.)'in yanından çıktıktan sonra ise zevcelerle, çocuklarla, geçim dalgalarıyla meşgul oluyoruz. Bu sebeple çok şey unuttuk” dedim. Ebu Bekir: “Vallahi biz de böyle şeylere rastlıyoruz” dedi. Ebu Bekir ve ben yürüdük ve Resulullah (s.a.v.)'in yanına girdik. Ben: “Hanzala münafık oldu ya Resulullah! dedim. Resulullah (s.a.v.): «Ne o?» diye sordu. “Ya Resulullah! Senin yanında bulunuyoruz. Bize cenneti ve cehennemi hatırlatıyorsun. O derecede ki, gözümüzle görmüş gibi oluyoruz. Senin yanından çıktığımız vakit zevcelerle, çocuklarla ve geçim dalgalarıyla meşgul oluyoruz. Çok şey unuttuk” dedim. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.): «Nefsim elinde olan (Allah)’a yemin ederim ki, siz benim yanımda bulunduğunuz hal üzere ve zikretmeye devam ederseniz, sizinle melekler döşeklerinizin üzerinde ve yollarınızda musafaha ederler. Ve lakin ya Hanzala! Bazı zaman şöyle, bazı zaman böyle. Bazen öyle olur bazen böyle» buyurdu. Bunu üç defa tekrarladı.  ))

[Müslim]

Ahlakın son noktası… Güzellik çok geniştir. En büyük güzellik kalp güzelliğidir. En büyük güzellik tevazudur, hikmettir, başkalarına karşı şefkattir. Rasulullah (s.a.v.)’in peygamberliğinin alametlerinden biri de onu görenin haran kalması, onunla görüşenin onu sevmesidir.

﴾  وَإِنَّكَ لَعَلَىٰ خُلُقٍ عَظِيمٍ ﴿

 [ سورة القلم ]

﴾ Sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin. ﴿

[  Kalem Suresi: 4 ]

Metni indir

نص الدعاة

Mevcut Diller

Resmi Gizle