Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla, Salat ve selam dürüst ve sözünün eri olan Rasulullah (s.a.v.)’e olsun.

Şöyle ki, günümüzde psikolojide kişilik haritası denen bir kavram vardır. Ben bu konuyu psikolojide uzmanlık alanım olarak inceledim. Yaklaşık bin tane soru var ve her bir yanlış cevapta bir diğer soru soruluyor. Sonuçta insanın kişilik haritası ortaya çıkıyor. Yani ailesi ile, toplum ile ilişkisi… Boş vaktini nasıl geçiriyor, mesela Pazar gününü, yıllık iznini nasıl değerlendiriyor gibi… Burada kişinin ilkeleri, değerleri, ahlakı, kişiliği, başkalarıyla olan ilişkileri hakkında önemli sorular var. Bu sorular insanın kişilik haritasını ortaya çıkarıyor. Benim gördüğüm, dikey çizgiler çizildiği gibi aynı sorular bir başka kişiye sorulduğunda her bir cevapta yatay bir çizgi çiziliyor.  Şimdi, mutlak sevginin kanunu yatay çizgilerin çokluğudur. Mesela insan hoşlanmadığı, uygunsuz bir fıkrayı duymak istemez, bundan rahatsız olur. Ve bu insanın konumunda uygunsuz kabul edilen bir hikâye anlatıldığında problem yaşıyorsa nefret duygusu ortaya çıkar. Cömertliği seversin, kendin gibi cömert bir insan gördüğünde onu da seversin. İstekler, arzular, yönelimler ve meyiller ne kadar birbirine uygunsa o kadar yatay çizgi var demektir. İki kişinin haritasındaki bu yatay çizgilerin çokluğu sevgiye sebep olur. Bu çizgiler arttıkça sevgi de çoğalır. Ancak psikolojide bulunmuş olan bu kanunu ben öncelikli olarak müminler arasında görüyorum. Bir mümin sadık ve dürüsttür, diğeri de öyledir, biri güvenilir, iffetli, haya sahibidir, diğeri de öyledir, bu çok doğal bir durum. Müminlerin ahlakı birbirlerine benzer. Bu yüzden de aralarındaki sevgi, hayattaki başlıca ilkelerden biridir. Ben dünya ülkelerinin çoğuna gittim. Dikkatimi çeken bir şey oldu, mesela Brezilya’da beni karşılayan kişiyi sanki elli yıldır tanıyormuşum gibi hissettim. İşte çizgilerin uyumu…

Müminler arasındaki bu sevginin ilmî, bilimsel bir sebebi vardır. Kişinin haritasında bir diğerinin işaretleri vardır Bu işaretler birbirine uyduğu için ortaya sevgi çıkar. Ve bu sevgi gittikçe şiddetlenir, artar. Öyleyse her hangi bir mümin diğer bir mümini sever. Zira biri dürüst, diğeri de dürüsttür. İkisi de güvenilir, ikisi de iffetli, sevecen, naziktir. İşte bu özelliklerin birbirine benzemesi müminlerin birbirlerini sevmelerini gerektirir.